7- FİZİKSEL REFLEKS ( OTOPAT )
REFLEKS = Dıştan gelen uyarılara karşı, vücudumuzun ani ve hızlı bir şekilde tepki göstermesine denir. Örneğin elimizi sıcak bir cisme değdirdiğimizde, birden çekeriz. Gözümüze ani bir ışık geldiğinde kirpiklerimizi kırparız. Geri tarafımızdan, güçlü bir şekilde çalan kamyon kornası, bizim hiç düşünmeden ileriye fırlamamıza neden olur.
Reflekslerin bir kısmı doğuştan, bir kısmı sonradan kazanılır. Suya bırakılan bir ördek yavrusunun yüzmeye başlaması, doğuştan gelen bir refleks hareketidir. Öksürme, hapşırma, göz kapaklarının aralıklarla, açılıp kapanması, Doğuştan Gelen Refleks Hareketleridir. Bazı refleksler, sonradan öğrenme ile kazanılır. Öğrenme merkezi beyindir. Beyinle öğrendiğimiz davranışlarımız omuriliğin kontrolüne geçer. Davranış şekline dönüşür. Sonradan öğrenme ile kazanılan refleks hareketlerine = Bisiklet sürme- örgü örme- yüzme- saz, piyano, ,kaval, klarnet çalma- daktilo ile yazı yazma gibi belli bir işi çok hızlı ve ustalıkla yapma gibi davranışları örnek verebiliriz. Sonradan Kazanılan Reflekslerde tıpkı doğuştan gelen refleksler gibi omurilik tarafından, otomatik olarak yönetilir. Öğrenme ile kazanılan reflekslerde ne zaman hata yapılırsa, düzeltmek için beyin devreye girer. Hata düzeltildikten sonra, beyin devreden çıkar. Kontrol tekrar omuriliğe geçer. Bilgisayar ya da Cep telefonunda, harflerin yeri ezbere bilindiğinden, çoğu kişi hiç düşünmeden, hatta harflerin hangisi olduğuna bile bakmadan, otomatik bir şekilde ve çok hızlı bir biçimde yazı yazar. Bazen yanlış harfe basılır. Ekranda bu durum görülünce, beyin devreye girer. Tekrar yanlış yapılan harfe dönülür. Yanlışlık düzeltilir. Yanlışlık düzeldikten sonra, beyin tekrar devreden çıkar. Kontrol tekrar, omuriliğe geçer. Aynı kişi, yine aynı şekilde, otomatik olarak yazı yazmaya, edinilmiş yani kazanılmış refleks şeklinde devam eder. Bu durum, sürücü kursunda direksiyon eğitimi alan acemi sürücünün davranışı gibidir. Acemi sürücü arabayı kendi sürer. Ancak bir hata yaptığında, yanındaki usta sürücü, kendine ait kontrol vites kolundan, duruma müdahale eder. Hatalı durum düzeltilince, tekrar acemi sürücü arabayı sürer. Acemi sürücü, omurilik, usta sürücü beyin olarak düşünülürse, refleks konusunun ne olduğu kolayca, anlaşılır.
Sonradan öğrenme kazanılan refleksler, sıkı tekrarlarla gelişir, mükemmellik kazanır. REDKİT filmlerinde izlemişsinizdir. Kimse ondan hızlı silah çekemez. Gölgesinden bile hızlı silah çeken kovboy karakterini filmlerde görmüşsünüzdür. BRUCE LEE NİN filmlerinde elindeki Nanbuçukuyu ( Zincirli Tahta Çubuklar ) çok hızlı çevirdiğini görmüşsünüzdür. O kadar hızlı bir şekilde bu çubuklar hareket eder ki, adeta gözle görünmez olur. Tıpkı, sokak lambasının etrafında dönen Pervane böceğinin kanat çırpması gibi. Yine bazı insanların elindeki Oltu taşı teşbihleri, koordineli şekilde, çok hızlı döndürürler.
Hayat mücadelesinde savunmaya yönelik, Fiziksel Refleks Geliştirme, bütün canlılar âleminde mevcuttur. Bir dere kenarında su içen kekliklere, arka taraftan görünmeden yaklaşsanız bile, onlar sizin yerdeki ayak titreşimlerinizi hissedip birden havalanırlar. Yılanların avlarını vücut ısılarından 2 Km. uzakta bile tespit ettikleri ispatlanmıştır. Köpek balıklarının sudaki kan kokusunu 10 Km. den tespit ettikleri, bilimsel olarak ortaya konulmuştur.
Refleksleri artırmak ve geliştirmek bizlerin elindedir. Tamamen bu konuda istekli olma ile çalışmaya bağlıdır. Makineli tüfek gibi yumruk atmak ya da gelen yumruklara karşı, erken uyarı sistemi gibi karşı bloke edici savunma geliştirmek mümkündür. Ninja- Samuray filmlerinde, gözü kapalı olan birisine Hindistan cevizi fırlatılıyor. Kişinin görmeden duyuları ile bunlardan korunması isteniyor. Deniz dalgalı değilken, yani havuz gibi iken, yüzmek daha kolaydır. Dalgalı denizde, surata çarpan suyun burun yoluyla akciğerlere kaçması söz konusu olabilir. Buruna su kaçırmadan yüzmeyi öğrenmek, zamanla geliştirilebilecek bir özelliktir.
Gölge boksunda, belli bir hedefe yönelik yumruk atmak ya da gelebilecek yumruk ve tekmelere karşı savunmaya yönelik hareketler vardır. Bu hareketler tekrarlandıkça kalıcı öğrenme ve reflekse dönüşür. Deprem olmadan önce yapılan tatbikatlar, insanların bir felaket anında nasıl davranması gerektiğini öğretmeye yöneliktir. Refleks kazanmaya yönelik yapılan tekrarlar artıkça, bunların hafızamıza yerleşmesi sağlanır. Vücut organlarımızda bu hafızadaki bilgiler doğrultusunda, yeterli olacak şekilde gelişir. Kartal yavrusunun yuvadaki kanat hareketleri, beyindeki hafıza merkezine yerleşir. Kanalarda uçmayı sağlayacak şekilde gelişir.
Fiziki reflekslerin geliştirilmesi, en hızlı ve en kısa yoldan, en etkili sonucu alabileceğimiz davranış şeklinin ne olduğunu bize öğretir. Yani her durumda, en etkili davranışı hiç düşünmeden otomatik olarak yaparız.
Fiziki Reflekslerin çeşitlendirilmesi ve bunların güçlendirilmesi, mücadele durumunda her canlıya üstünlük kazandırır. Her çeşit yüzme sitilini bilen bir şahıs, tek çeşit yüzme bilene göre, daha avantajlıdır. Aslanı ormanın kralı yapan unsur, dişlerini- tırnaklarını ve vücut ağırlığını, aynı anda kullanabilecek refleksleri geliştirmiş olmasıdır. Kendisinden kat kat büyük canlı üzerine çıkarak, mücadele veren canlı ya aslan ya da kaplandır. Sadece çifte atmayı bilen, eşek ile zebra, çok güçlü dişlere sahip olmasına rağmen, mücadelede sürekli kaybeden gurupta yer alır. Bazen de istisna olabilmektedir. Dişlerini kullanan bir eşek, sırtlanı kafasından kapmış sürüklerken, ayakları ile onu dövüp, vücudu ile üzerine oturuyordu. Sırtlan ise, kendini eşekten kurtarmak için çığlık atıyordu. Sürekli yüksek ağaçlara çıkarak pençelerini güçlendiren bir ayının tokadı, aynı cüssedeki bir insanın tokadından kat kat şiddetlidir.
Fiziki Reflekslerin Kısaltılmış İsmine, OTOPAT ismini verdim. Yani otomatik hale gelmiş, canlılara özgü davranışlar için, geçerli olan bir kavramdır. Makine hızında ve son derece tutarlı, belli bir amaca yönelik davranışlar OTOPAT tır. Tuşların yerine hiç bakmadan otomatik olarak, çok hızlı ve düzgün bir şekilde hatasız yazı yazan bir insanın edindiği Fiziki Refleks, OTOPAT tır. Temas ettiği deliklerin yerine hiç bakmadan, zurna-flüt ya da klarnetle, müzik çalan bir insanın, davranış şeklide OTOPAT tır. Bu yeteneğin ulaşacağı seviye, insandan insana değişir. Bu yeteneklerin keşfedilerek, geliştirilmesi, her canlının kendi yararınadır.
OTOPAT davranışlar, bitkiler âleminde de görülür = Bazı bitkilerin tohumları yaprak kısmında bulunur. Bunlara su değince, yağmur yağıyormuş gibi algılayıp, tohumlarını etrafa fırlatmaktadır. Bu duruma örnek, eşekhıyarı bitkisidir. Tohumu olgunlaşınca ya da tohum kabuğu sıkılınca, tohumlarını ileri fırlatan bitki, acı kavun (ağaç kavunu) dur. Yapraklarına dokunulunca kapanan ve diken çıkartan bitki, küstüm çiçeğidir. Bir tepsi içinde toplanmış tohumlarını üzerine su dökülünce, tıpkı mısır taneleri gibi patlayarak, içindekileri etrafa fırlatan bitki, Meksika Petunyasıdır. Çiçek açtıktan sonra, ortaya çıkan tohum kapsüllerine dokunulduğunda 4 metreye kadar tohumlarını fırlatan bitki, limon yonca ( Sarı kuzukulağı) tır. Bu tip refleksler, BİTKİSEL OTOPATLARDIR. Otopatlar, canlı metabolizmalar için, Otomatlar, cansız objeler için geçerli kavramlardır. Asansör kapısının önüne durduğumuz zaman, kapının bizi algılayıp, otomatik açılması OTOMAT iken. Böcek yiyen bitkilerin yapraklarına bir böcek konduğunda, yaprakların bir kapan gibi otomatik olarak kapanması, OTOPATTIR. Bu Otopat Bitkisel Otopat iken, dizkapağının altına vurulduğunda, ayağın kendiliğinden ileri fırlaması, İNSANLARA ÖZGÜ OTOPATTIR…
Isıtılan mısır taneleri bir biri ardına pat pat diye patlayıp, açılırlar. Tıpkı otomatiğe bağlanmış gibi koordineli şekilde pat pat diye ses çıkarırlar. Bu durum, OTOPAT KAVRAMINI en güzel bir şekilde yansıtmaktadır. Cansız makinelerin, otomatik şekilde koordineli olarak gerçekleştirdikleri olaylar dizisi ise, OTOMAT TIR. Örneğin gazoz şişelerini ya da konserve kutularının otomatik şekilde doldurulması, otomatik şekilde, ağızlarını kapatılması, cansız maddeler için geçerli olup, OTOMAT TIR. Bizim için önemli olan kavram, OTOPAT kavramıdır. Diğer kavramı da belirtmemizin sebebi, bu iki benzer kavramın bir birleri ile karışmasını engellemek içindir. Bitkisel Otopatlara başka örnekler şunlardır = Yeni çimlenen ve kök çıkartan bir fasulyeyi topraktan çıkarıp, tohumu ters çevirseniz bile, kök yukarı doğru gitmez, virgül şeklinde kıvrılıp, tekrar toprağa yönelir. Kökten alınan su, bitkinin üst kısımlarına, yapraklarda yapılan besinler ise bitkinin alt kısımlarına otomatik olarak taşınır. Hayvanlar Âleminde Görülen Otopat Davranışlara örnek = Arının bal yapması. Örümceğin ağ yapması Kırlangıç kuşlarının yüksek yerlere çamurdan yuva yapmaları. Domuzlarının burunları ile orman toprağını karıştırması. Kunduzların akarsu kenarlarında ağaçlardan set kurup, bu setlerin içerisinde de yuvalarını yapmaları. Bir merada zıplayan çekirgelerin, hindiler tarafından toplanması. Kertenkele yakalandığı zaman, kuyruğunu bırakarak, kendisini yakalayan canlının bir anlık şaşkınlığından yararlanarak, olay yerinden kaçarlar.
Yaptığımız işte mükemmellik sağlamak için, o işin doğasında var olan FİZİKİ REFLEKSLERİ ( OTOPATLARI ) geliştirmek, herkesin yararına olacak bir yetenek kazanmaktır. Berberlerin, makas ve usturayı, hızlı ve kaza yapmadan kullanması. Banka memurlarının hızlı ve hatasız para saymaları. Noter elemanlarının, bir dosya dolusu evrak kağıdında, sadece belirtilen yerlerine, peşi peşine mühür basması. Terzinin kumaşı dikiş makinesi ile hızlı ve pratik bir şekilde dikmesi. Can Kurtaranın, çok hızlı bir şekilde yüzerek, boğulma vakalarına el atması. Bir boksörün şimşek hızında, peşi peşine yumruk atma kabiliyetinin olması. Örnekler çoğaltılabilir. Hepsinin ortak noktası, ne kadar çok tekrar yapılırsa, o kadar hız ve isabet oranının yükselmesi ile hatasız işlem yapma yeteneğinin artmasıdır. Bazı hemşireler, Pandemi döneminde iğneyi hiç hissettirmeden, çok hızlı bir şekilde yaparken, bazılarının ise, bu kıvamda olmadığı görülmüştür. Bazılarının damar yolunu çok kolay bulmalarına rağmen, bazılarının bulmakta zorlandığı, iğne yaparken can yaktığı ortaya çıkmış tır. Yüksek dağlık yerlerde, dar yollarda, keskin dönemeçlerde, odun tomrukları yüklü uzun araçların, usta sürücüler tarafından, kazasız belasız döndürdükleri belgesellerde vardır. Bu tip, davranış şekilleri zaman içinde, ustalık ve mükemmellik kazanmıştır. Davranış kalıplarındaki OTOPATLAR istenilen seviyeye gelmiştir.
Mükemmelliğe varan OTOPATLARIN geliştirilmesi, savunmada bizi tıpkı mekanik robotlar gibi hiç düşünmeden, koordineli hareketler yapmamızı sağlar. Ancak önceden pratik ve alıştırma yapmayanlar, bu konuda tekrar yapıp, refleks geliştirmeyenler, olaylar karşısında ne yapacağını bilmezler. Paniğe kapılıp, yapabileceği şeyleri bile düşünemez duruma gelirler.
Yaptığımız koordineli hareketlerin öğrenme merkezi beyindir. Bilgisayar kursuna giderek, bilgisayarda hızlı yazı yazmayı öğrenme işlemleri beyin kontrolünde, akıl ile gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerdir. Öğrenme sağlandıktan sonra, gerekli beceriler kazanıldıktan sonra, bilgisayarda yazı yazma işlemi, hiç düşünülmeden otomatik olarak yapılmaya başlanır. Otomatik yazı yazma işlemi, omurilik tarafından kontrol edilir. Savunma sporlarında da, buna benzer kurallar geçerlidir. Suratına gelen yumruğu, bloke etmeyi refleks haline getirmiş bir insanın suratına yumruk atsanız bile, bu kişi hiç düşünmeden otomatik olarak, gelen yumruğu pat diye, refleks olarak etkisiz hale getirir.
Önce öğrenme, öğrenme sağlandıktan sonra kalıcı refleks kazanılır. Reflekslerde hız ve mükemmelliğin sağlanması, ideal ölçülere gelinmesi için, olabildiğince tekrar yapılması şarttır. Kartal ile Akbaba gibi kuşların 7—8 saat havada hiç kanat çırpmadan asılı kalmaları, enerjilerini korumaları için şarttır. Bu kuşlar, yerden yükselen sıcak hava akımlarının varlığını keşfetmişler. Bu hava akımına kendilerini bırakarak, saatlerce havada hiç kanat çırpmadan kalabilmektedir. Bu hava akımları güneşten gelen ve yeryüzüne çarpan ışınların havaya yansıması ile oluşmaktadır. Sürekli yerden havaya doğru yükseldiklerinden, havadaki kuşları da yukarı kaldırmaktadır. Bu kuşların hiç kanat çırpmadan havada asılı kalması, HAYVANSAL OTOPAT TIR. Onlara verilmiş, özel bir yetenektir. Kuşlar bile böyle yeteneklerini keşfedip, kullanabiliyorsa, insanlarında kendilerine özgü, Otopatlarını keşfedip, mükemmel duruma getirmeye çalışması, kendi yararına olacaktır.