3- JUTE SPORUNUN FELSEFESİ =
Her zaman, her yerde, her duruma karşı hazırlıklı olma. Aktif savunma bilgisine sahip olma. Hayatta en zor olan şey, öfkeyi kontrol edebilmektir. Öfkene yenik düşme, kendini ve başkalarını üzme. Sabırlı ve hoş görülü olmak, bir erdemdir. İnsan bedeni üzerinde bulunduğunda, insana en güzel yakışan giysidir. En büyük zenginlik, sağlık ve şükretmeyi bilmektir. Yaptığın her şeyde, Allah rızasını ararsan, asla kaybetmez ve yenilmezsin. Hayrı ara, hayırlara vesile ol, unutulmazsın. Hayatta mücadele etmeyi hiçbir zaman bırakma. Çünkü , Dünya üzerindeki yerin ve konumun gayretin kadardır.|
Gül çiçek açtığı için güzeldir. Ağaç meyve verdiği için değerlidir. Arı bal yaptığı için özeldir. Senin değerin ise, inancın ve insanlara pozitif katkındır.
Bazı şeylerin değeri kaybedilince anlaşılır. Kaybolmadan önce sahip olduklarının kıymetini bil ve ona göre davran. Bencillik kötü bir şeydir. Bazıları hayatı hep kendi için yaşar. Oysa ki, bu hayat, hep birlikte iken güzeldir. Nelerden, nasıl fedakârlık yapman gerektiğini bilmelisin. Annen seni büyütmek için kaç gece uykusuz kaldı? Niçin, en kıymetli varlık hep annelerdir? Bunu düşünmelisin.
1- Toprak , 2- Hava, 3-Su , 4- Ateş , 5- 5. Element sensin. Sen de, Yaratandan gelen , bir parça olan Ruh var. Dünya, senin için dönüyor. Güneş senin için doğuyor. Allah senin için peygamberler, kutsal kitaplar gönderdi. Bu nedenle kendi kıymetinin değerini bil. Belki de, senin varlığın ve sağlığın, birileri için Dünyanın en kıymetli hazinesine sahip olmak kadar, kıymetli olabilir. Ne kadar kıymetli olduğunun farkında ol.
Kalıplar, kurallar, formaliteler arasında sıkışıp kalma. Bu gün için önemli gibi görünen bir çok şey, gelecekte çok önemsiz bir ayrıntı olarak kalacaktır. Önemli olan sensin. Senin, değerin özünde saklı. Allah’ın sana verdiği görme nimeti. Dünyanın en büyük elmasından bile değerlidir. Sahip oldukların paha biçilmezdir. İnsanlar, sadece et ve kemikten oluşmaz. İnsanın bedeninde birde ruh vardır. Ruhsal yönümüzü sürekli güzel meziyetlerle donatıp, onu parlatmalıyız. Ben, Amasyalıyım. Amasya’da nice varlıklı, nice makam sahibi insanlar, yıllar içinde unutulup gitmiştir. Ancak bir çoban var ki, yıllar geçse de, unutulmamış tır. Türbesinin etrafında her zaman, bir insan seli olur. O insanlardan uzak bir yerde bile olsa, insanlar onun manevi huzurunda rahatlamak isterler. Bu zat Ser Çoban Hazretleridir. O bir Gönüller Sultanıdır. Beden ölümlü, ruh ölümsüzdür. Yaratıcıyı, sıkça anan kalp rahatlar. Onu anmak ve büyüklüğünü zikretmek, enerji düzeyimizi yükseltir. Sadece bedeni hazlarımızı tatmin etmeye yönelik bir yaşam, bizleri asla mutlu etmez. Huzur getirmez. Ağaca devamlı su ve gübre versek bile, güneş ışığı olmadan, ağaç meyve vermez. Ağacın yaprakları, güneş ışığı altında, beli bir sıcaklık derecesinde meyve yapar. Ruhumuzda böyledir. Bize yaşatan bedendeki ruh ise, kuru ağaca can verende yeşil yapraklardır. Bu benzerliği göz önünde bulundurup, ruhsal yönümüzü zenginleştirmeliyiz. Meyve veren ağaç gibi olabilmek için, kalbimizi kin- nefret vb. kötü duygulardan arındırıp, temiz tutmalıyız. Orasını Yaratıcının sevgisi ile doldurmalıyız.
Jute sporunun felsefesinde, sıfır ayak açmak, çok yükseğe uçar tekme atmak, üçgen bir vücuda sahip olmak, hastalıklara karşı dirençli olmak gibi vasıfları elde etmek önemli olsa da , ruhsal yönümüzü doyurucu meziyetlere sahip olmakta, hepsinden daha önemlidir.
Bazı şeyler gelip geçicidir. Örneğin gençlik, güzellik, şöhret, çevre vs. Bunlara yapılan yatırımlardan elde edilen kazanımlar, bizlerle sonsuza kadar gitmezler. Bazı şeyler vardır ki, bunlara yapılan yatırımların kazanımları sonsuza kadar, bizlerle gider. Bunlar, ilim öğrenmek ve öğretmek. İbadet yapmak. Diğer, insanlara faydalı olmak. Onlara maddi ve manevi yardımlarda bulunmak. Gölgesinde oturduğumuz ağacı diken insan, suyundan içtiğimiz çeşmeyi yaptıran insan. Şeker hastalarının tedavisi için insülin ilacını bulan insan. İşte bu insanlar, kalıcı çalışmalar yapan kimselerdir. Bu gibi çalışmalar yapmak, bizleri yüceltip, Aynı zamanda bizleri huzurlu ve güçlü kılacaktır. Kısacası, insanların dualarını alacak çalışmalar yapmalıyız.