6- JUTE SAVUNMA =
Jute = Judo + Taekwondo demektir. Bu sporun temelinde olan kavramlar şunlardır;
A- Soyut Düşünce
B-Somut Düşünce
C – Sonuç Düşünce
D- Uygulama
A- SOYUT DÜŞÜNCE =
Dünyanın dış yüzeyinde atmosfer denilen tabaka olmasa, gezegenimizdeki yaşam tehlikeye girerdi. Güneşten gelen zararlı ışınlar, doğrudan dünyamıza ulaşırdı. Yine aynı şekilde uzay boşluğunda bulunan gök taşları, atmosferden geçerken, sürtünmeden dolayı yanıp, küçük parçalar şeklinde dünyamıza düşmektedir. Atmosfer olmasa, göktaşları bütün şeklinde dünyamıza düşüp, canlı yaşamını tehlikeye sokabilirdi. Dünyanın dışında koruyucu tabaka atmosfer olduğu gibi, canlıların dış yüzeyinde de koruyucu tabaka deri bulunmaktadır. Kutup hayvanlarında deri altında, birde kalın yağ tabakası bulunmaktadır. Bu sayede penguenler kutuplarda - 70 C derecede yaşam mücadelesi vermektedir. Koruyucu tabaka, bitkilerin tohum ve kabuklarında da bulunmaktadır. Buna biz basitçe kabuk diyoruz.
Bu verilen örneklerin hepsinde tek bir nokta ortaktır. Bizim ve diğer canlıların, canlılıklarını muhafaza etmelerini sağlayan, bir savunma hattı var. Bu mekanizmanın tesadüf sonucu, kendiliğinden oluşması ya da çevre tarafından tasarlanarak oluşturulması mümkün değil. Sonuç bizi : Yeryüzündekilere canlılık veren ve onların canlılıklarını muhafaza etmeleri için, donanımlar veren, akılı ve sonsuz güçteki bir Yaratıcının bulunduğu olgusuna götürmektedir. Bu olguya inanç diyoruz. Aklını kullanan insan, aklı sayesinde etrafındaki her şeyin, bilinçli tasarım olduğunu idrak eder. Bu akıllı tasarımların sahibinin de ALLAH olduğunu bilir.
Jute Savunmanın temelinde, ALLAH inancı birinci kuraldır. Yaratıcının varlığına inanma, bizleri daha sakin ve huzurlu kılmaktadır. Beynimizden atamadığımız yada kabullenemediğimiz düşüncelerin yıkıcı etkilerinden, ancak ALLAH inancı ile kendimizi kurtarabiliriz. Örneğin çok sevdiğimiz yakınların kayıpları, uğradığımız haksızlıklar vs. gibi. Allaha inanan bir insan, ahirete de inanır. Buda bizleri, ölümden sonra tekrar dirilmenin olacağı. Dünyadaki ölümün bir son olmadığı, ölenin sadece beden olduğu, ruhun ise sonsuz bir alemde ( başka boyutta) yaşadığına inanır. ( Yokluğa karşı – Sonsuzluk )..
İnsan yaşamaya programlanmış bir canlıdır. İnsan ve diğer canlıların mücadelesi yaşamaya odaklıdır. Canlılığını korumak ve sürdürmek, bütün canlılarda, en öncelikli temel davranıştır.
Bir çok insana sorulmuş, bu hayatta en çok neyin olmasını isterdin diye, hepsi << Sağlık ve Huzur>> demiş. Diğer şeylerin hepsi, bunları elde etmek için, birer araçtır. Temelinde inanç olmadan, bu iki şeyi elde etmek mümkün değildir. Hayvanların böyle bir sorunu yok. Onların karınları doyunca, keyifleri yerine geliyor. Ancak insan düşünen bir varlıktır. Düşünce sistemindeki taşlar, yerli yerine oturmadıkça, kendi iç dünyamızdaki bütünlüğü elde etmemiz mümkün değil. Bu bütünlük sağlanmadan, huzurda bulunmaz. Çağımız insanının en büyük sorunu, iç dünyasındaki bütünlüğünü kaybetmesidir. Neye göre, nasıl düşünüp, hareket etmemiz gerekiyor. Hangi konu daha önceliklidir. Bunun ölçüsü, tam net olmadığından, iç dünyamızdaki bütünlük tam değildir. Bunun sonucu olarak da, mutsuzluk ve sürekli kaygı durumu söz konusudur.
İnsan hırslı ve sonsuz istekleri olan bir canlıdır. Kanaat dediğimiz duygu zayıflatılmıştır. Gelip geçici, fâni Dünyanın boş hevesleri peşinde heba edilen, bu uğurda harcanan koskoca bir ömür. Anlatılmak istenen elde etmek için uğraştığımız, uğrunda kendimizi yorduğumuz şeylere gerçekten ihtiyacımız var mı ? Yoksa tüketim toplumunun bizlere dayattığı şeyleri sorgulamadan, bir ihtiyaçmış gibi kabullenmek mi? Tüketim toplumunda, insanlara bir şeyleri satmak için, insanların iç dünyalarındaki bütünlüğe sürekli saldırı yapılmaktadır. İnsanlar, gerçeklikten uzak sanal dünyanın bir parçası haline getirilmiştir. Tabi ki, insanlara asla mutluluk getirmeyecek, sadece sömürülmelerini sağlayacak bir alışkanlık.
Buraya kadar anlatılan kısımda, JUTE SAVUNMANIN temelinde bulunan kavramlardan 2 tanesinden bahsettik. 1- İnanç , 2- Sade ve doğallığı tercih etme. 3. Kural : - Dua etme. Kendinin ve başkalarının iyiliğini isteme. Diğer insanların iyiliğini istemek, etrafa güzel duygular yaymak gibidir. Güzel duygu beslemek, toprağa çiçek tohumları ekmek gibidir. Önceden yağmur yağdığında etraf mis gibi kokardı. Irmak kenarlarından karanfil kokularını getiren sabah rüzgârına, bülbül sesleri iştirak ederdi. Çevre doğal olduğundan, insanlarda doğaldı. Özümüze dönme zamanı geldi…..
A- SOMUT DÜŞÜNCE :
Bahar gelmiş, bahçeler rengarenk çiçeklerle donanmış… Her tarafta cıvıltılı kuş sesleri… Yanımızda pırıl pırıl akan bir dere…Çiçekler üzerinde vızıldayan arı sesleri ile uçuşan kelebekler…Ovalarda meleşen kuzular… Hayat tüm güzelliği ile kendini gösteriyor. İşte doğal hayat böyle bir şey…İnsan da , kendi doğallığına dönmelidir. İnsanın doğallığı denilince = 1- Hareket etme, 2- Temizlik ( Beden ve Ruh ), 3-Dengeli Beslenme, 4- Seyahat etme, 4- Çevresini koruma ve çevresindeki canlılara sahip çıkma, 5- Zararlı alışkanlıklardan uzak durma , 6- Bencil ve çıkarcı davranışlardan uzak durma, 7- Doğal ve sade olanı tercih etme, 8-Etkili bir savunma sistemi geliştirme..
C- SONUÇ DÜŞÜNCE :
( İki günü bir olan, zarardadır). Gereğine ve faydasına inanmadığın, bir başkasının zorlaması yada çevre baskısı ile yaptığın her şeyi bir gün gelip, terk edeceksin. Böyle davranmakla, üzerindeki yükten, baskıdan kurtulduğunu sanacaksın. Fakat daha sonraları, hayatından eksilenleri gördükçe, yaptığın yanlış tercihlerden dolayı, pişman olacaksın. Tekrar eskiye dönmek isteyeceksin. Ancak o zamanda, alışkanlıkların buna müsaade etmeyecek. Yaşantımız bu örneklerle doludur. Bu durumu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Gençliğinde tarlada çalışan bir insan, şehirde meslek sahibi olup, rahata kavuşuyor. Artık köyde çalışmayı bırakıyor. Bunun sonucu olarak kilo alıyor. Kilo sonucu tansiyon ve şekere yakalanıyor. Rahata öyle alışmış ki, yine de eski günlerde olduğu gibi, köyüne gidip, tarlada çalışmak istemiyor.
Sağlığımızı korumak için yaptığımız her şeyi, azda olsa aşırıya kaçmadan tekrarlamalıyız. Bir gün önce yürüyüş yapmadı isek, ikinci gün mutlaka yürümeye zaman ayırmalıyız. Sabah dişimizi fırçalamadı isek, akşam mutlaka fırçalamalıyız. Bir günde erken kalkıp, sabah koşusu yapmalıyız. Haftada belli zamanlarda, köy sütü temin edip, içmeliyiz. Geçen sene saunaya gitmemiş isek, bu yıl mutlaka gitmeliyiz. Korana aşısını yaptırmadı isek, mutlaka yaptırmalıyız. Örnekler çoğaltılabilir. Aslında, bizlere yük gibi geldiğini sandığımız için, hayatımızdan çıkardığımız uğraşlarımız var. Bu gibi uğraşlardan elde edilen kazanımların, bizim üzerimizdeki hangi yükleri ortadan kaldırdığını bir bilsek, hayat ne kadar güzel olurdu. Bu duruma en güzel örnek, ağustos böceği ile karınca hikayesidir.
İnsanların yaşantıları sırasında, mutlaka işlerine yarayacak beceriler elde etmesi, bazılarında bunları bir zahmet olarak görmesi de, bu duruma en güzel örnektir. Yabancı dil bilme, yüzme bilme, bilgisayar işlemlerinden anlama gibi. Bu beceriler, hayatta başarıyı, başarı da sağlık ve huzuru getirir. Tembellik edip, öğrenmek için gayret göstermediğimiz her şeyin, mutlaka karşımıza çıkma ihtimali bulunmaktadır. Bunu için her günümüz aynı olmamalıdır. Yani : İki günü bir olan zarardadır.
D- JUTE UYGULAMA
1 - AMATÖR JUTE SPORU , 2 – PROFESYONEL JUTE SPORU
1- AMATÖR JUTE SPORU =
Arada mesafe varken, Taekwondo kuralları geçerlidir. Yakın temasta judo kuralları geçerlidir. Yakın temas durumunda, tıpkı güreşte olduğu gibi, rakibi tutarak yere yıkma vardır. Yerde mücadele kısa tutulup, tekrar ayağa kalkmak esastır. Yerde iken vurmak yoktur.
2- PROFESYONEL JUTE SPORU =
Elde boks eldiveni, kafada kask, vücutta koruyucu yelek vardır. Belden aşağıya tekme yasaktır. Kafada koruyucu kask olduğundan, surata yumruk, diz hatta kafa atmakta serbesttir. Yakın temasta, kişiyi tutup yere yıkmak, yerde rakibe vurmak serbesttir. Yerdeki mücadeleler, monotonluğa ve hareketsizliğe sebep olursa, hakem araya girip, sporcuları tekrar ayağa kaldırır.
Jutenin profesyonel uygulamalarını, kafes sporlarından ayıran temel özelliği şudur. Her türlü koruyucu giysi kullanıp, kendinize ve karşınızdakine en az zarar vermektir. Yarışmayı göze hitap eden güzel teknikler kullanarak, kazanmak, en doğru yaklaşımdır.
JUTE = JUDO + TAEKWONDO olduğundan, savunma tek bir alanla, sınırlı kalmamıştır. Örneğin Boks, Kicks Boks, Karate , Taekwondo gibi sporlarda sık sık bir birlerine sarılma ve maçın durması söz konusudur. Judo, güreş ve sumo gibi sporlarda da, rakiplerin bir birlerine yakalanmamak için minderde kaçtıkları görülmektedir.. İşte Jute sporunda, bu gibi durumların ortaya çıkması, sporun uygulanma şekli ile, mümkün değildir. Canlılar dünyasında, bu kuralla mücadele eden, en belirgin örnek kedigillerdir. (Aslan-Kaplan –Vaşak vs.) Bu hayvanlar kendi aralarında, diğer kedilerle, hem de diğer hayvan gurupları ile sürekli mücadele halimdeler. En fazla kavga yapan canlı kedigiller olduğu gibi, kavgada en fazla teknik uygulayan da yine bu canlılardır. Bu canlılar, pençelerini tıpkı bir boksör yumruğu gibi kullandıkları gibi, her türlü yakın mücadele tekniklerini de uygularlar. Bu hayvanların kendi aralarında yaptıkları kavgalar o kadar hızlıdır ki, bazen üste, bazen altta lastik top gibi, yuvarlanarak giderken bile, bir birlerine pençe atarlar. Hayatları mücadele ile geçerken, kendi aralarında en fazla oyun oynayan canlılarda yine bu hayvanlardır. Kavgada kullandıkları taktiklerin aynısını oyunlarında da kullanırlar, ancak bir birlerine en ufak bir zarar vermezler. Yapılanlar birer gösteri ve zaman geçirme aracıdır.
JUTE SAVUNMA DA : Bu kural prensip edinilmiştir. Gerçek hayatla uyumlu, hayatın her safhasında geçerli bir savunma sporu oluşturulmak istenmiştir…. Hayatta mücadele azminiz hiç eksimesin, ışıltınız her vakit daim olsun. Spor yapmak gibi bir alışkanlığınız olsun dileklerimle….Saygılar……