4- FİZİKSEL KONDÜSYON ( FİZİKSEL DAYANIKLILIK )

Jute

25 yaşından sonra vücut esnekliği kaybolmaktadır. Karate, Taekwondo - Kicks Boks gibi sporcuların yüksek yerlere tekme atması zorlaşmaktadır. Bu nedenle birçok kişi bu yaşlarda bu sporları bırakmaktadır.

Savunma Sporlarında her yaştaki insanın en çok tercih ettiği teknikler, yumruk teknikleridir. Ancak her insanın attığı yumruk şiddeti bir birinin aynısı olmadığı gibi, gelen yumruğa dayanma kapasitesi de aynı değildir.

Bazı insanların bazı organları diğer insanların aynı organlarından daha güçlüdür. Futbolcuların ve maratoncuların ayakları daha güçlüdür. İnşaat işçilerinin, tüp ve su taşıyanların kolları daha güçlüdür. Güçlü organlarımızı, savunma sporlarında, ön plana çıkarmak, Fiziksel Kondisyonu, dikkate alarak mücadele ettiğimizi göstermektedir.

Isınma çalışmaları yapmadan ayak tekniklerini kullanmak, faydadan çok zarar sağlar. Devamlı, Şınav, mekik ve barfiks çalışması yapan bir kişinin Fiziksel Kondisyonu yüksektir. Böyle kişiler, çok sıkı kas yapısına sahiptir. Kavgada her zaman daha avantajlıdır. Çeviklik ve güç kazandırıcı çalışmalar yapmak müsabakalarda kişiye avantaj sağlar.

Fiziksel Savunma deyince, akla sadece kavga- dövüş gelmemelidir. Sağlıklı fit yapıya sahip olmakta bunu içindedir. Çıkabilmesi muhtemel sağlık sorunlarına karşı, vücudu hazırlamak, neyi niçin yaptığımızı bilmekte, bir savunma kuralıdır. Toprağa çıplak ayakla basmak, strese neden olan fazla elektrikten kurtulmamızı sağlar. Bu davranış şeklide, Fiziki Yapıyı ( Doğal Yapıyı) koruyucu bir, FİZSAN kuralıdır.

Birçok kavga ve çatışmanın temelinde, strese neden olan sinirlilik hali mevcuttur. Abdest alma, banyo yapma, parklarda yürüyüş yapma, denizde yüzmek gibi uğraşlar stresi yenmemizi sağlar. Kavgadan önce, kavgaya neden olan ruh halini düzeltmek, bir Fiziksel Savunmadır.

Birçok mücadelede, vücudun her hangi bir yerindeki engel yenilgiye sebep olmaktadır. Bel fıtığı olan bir insan ağır yük kaldıramaz. Menisküsü olan bir futbolcu koşamaz. Sigara kullananlar, nefessiz kalıp, çabuk yorulurlar.

Hayat belli bir Fiziksel Kondisyona ulaşanlara yol vermektedir. Yumurtadan yavrular belli bir olgunluğa ulaşınca çıkmaktadır. İpek böceği kozasında, milyonlarca kez kanat çırptıktan sonra, kozayı yırtıp uçabilmektedir. Kırlangıçlar belli bir olgunluktan sonra, yuvayı terk edip uçmaktadırlar. Fiziksel Kondisyonu yüksek olan canlılar, hayvanlar âleminde sürüye liderlik yapmaktadırlar. ( Manda- kurt- aslan-bizonlarda olduğu gibi)

Çekirge gibi, zıplamak istiyorsak, onun gibi güçlü ayak kaslarına sahip olmalıyız. Çita gibi koşmak istiyorsak, onun gibi ince yapılı olmalıyız. Suda çok derinlere dalmak istiyorsak, çok güçlü akciğerlere sahip olmalıyız. Kaya gibi sert engelleri aşmak istiyorsak, akarsu gibi sabırlı ve devamlı olmalıyız. Kasırga gibi üzerimize gelen, bela ve musibetlere karşı dayanmak istiyorsak, ya çınar gibi köklü ya da su kamışı gibi esnek olmalıyız.

Bir şeyi çok istemek, o şeyi elde edeceğimizi göstermez. Aksine onu bizden uzaklaştırabilir de. Çok istemek değil, çok istediğimiz şey için, çok çalışmak – çok gayret göstermek önemlidir. Eğer yine de olmamışsa, bunda da vardır bir hayır. Hayırlısı Olsun. Demeliyiz. Bazen olmasında çok ısrar ettiğimiz şeyin daha iyisine layık isek, Yaratıcı bu isteğimizi nasip etmemiş de olabilir. Yanlış metot ya da yanlış malzeme ile doğru sonuca ulaşamayız. Onun için bilgi ve mantık temelinde, her zaman o işi bilen birilerine danışmalıyız. Vakti saati gelmeyince, gül bile açmaz. Bu nedenle sabırlı olmalı, emeğe saygı duymalıyız. Aceleci davranmak, daha önceden verilen uğraş ve emeklerin değerini azaltabilir. Bunu atalarımız, pişmiş aşa, soğuk su katmak olarak ifade etmişlerdir. Aceleci davranmak, bazen işin tamamını da, işe yaramaz duruma getirebilir. Atalarımız bu durumu da, Bir çuval inciri berbat ettin diye, ifade etmişlerdir.

Bilgi ve tecrübe rehberimiz, ALLAH RIZASINI KAZANMAK, ödülümüz olsun. Sağlığımızı Korumak, kazancımız olsun. Her şeyden önce insan olduğumuzu Yaratanın kulu olduğumuzu unutmamalıyız. İnsanların kendilerini, Yaratıcının bir eseri olduklarını bilmeleri, kişiye yüksek Kondisyon sağlar. Çünkü kendi gücümüzle aşamayacağımız durumlarla karşılaştığımızda, ardımızda sonsuz gücün olduğunu bilmemiz, bizleri rahatlatacaktır. Kendini rahat ve güvende hisseden bir insan, her zaman gücünü ve zamanını en güzel bir şekilde kullanmasını bilir. Bazı insanlar yüzmeyi bilseler bile, paniklediklerinde, ayaklarının yere basmasını isterler, bu nedenle hep kıyıda yüzerler. Bazı insanlarda deniz içinde paniklediklerinde, tutunacak bir yer ararlar. Duma ipleri, bu insanlara bu güveni verir. Birde, bize şah damarımızdan bile daha yakın, sonsuz gücün yanımızda olduğu bilir ve buna tam kalpten inanırsak, sonsuz bir güven duygusu benliğimizi kaplar. Ancak, biz üzerimize düşeni yapıp, gerisini Allah’a havale etmiş isek… Ayrıca Allah’ın bize verdiği akıl nimetinden gereği kadar yararlanmış isek…

Her tarafı toprak zemin olan, düz bir ovada yol yok. Bu ovada maden toprağı taşıyan yük kamyonları var. Bir yerden alınan maden toprağı işlenecek yere taşınıyor. Her taraf yol gibi düz. Böyle bir yerde, gidiş ve geliş istikametlerini tekrar tekrar aramamak yerine, belli yerlere işaretleyici, belirtici bir şeyler konması, insanlara zamandan tasarruf sağlar. Karıncalar bile gidiş gelişlerde, yuvalarını kaybetmemek için, belli bir hatta ip gibi diziliyorsa, insanların daha mantıklı ipuçlarını hayatlarının her anında kullanması, zarurettir. Sincaplar yazın bol olan yiyeceklerini, kışın yemek için rast gele toprağa gömerler. Gömdükleri yerlerinin çoğunu unuturlar. Unuttukları tohumlar, ceviz ve badem ağacı olarak, tekrar yeryüzüne çıkar. Bu unutma olayı, hem onların hayrına, hem de diğer canlıların hayrınadır. İşte insanların hayat hikâyeleri de böyledir. O an için olmasını istediği, ancak olmayan şeyler, gelecek zamanda, onun iyiliğine olacak. İnsanlar, bunları o an için bilemeyecekleri için boş yere üzülüp, Kondisyon seviyelerini düşürmektedirler. Güneşin doğuşunu göremedim diye üzülenler, günün tüm güzelliklerini de göremezler.